Kayıtlar

Kalp Yorgunluğu

" Birinin kalbine iyi gelmeyi deneyin.  Yük olma işini herkes yapıyor. "                                             - Franz Kafka - Bazen çok bunalırız veyahut hayat bizi çok fazla yıpratır.Ne yapacağımızı bilemez hale geliriz. İşte tam da bu zamanlarda insan kafasının dağılabileceği bir insana ihtiyaç duyar. O insanın onu teselli edip mutlu etmesini bekler. Yazarın da dediği gibi zaten yük olan binlerce şey varken birinin de gelip seni iyi etmesini mutlu etmesini istersin. O kişi seni o kadar mutlu eder hayatın telaşından tüm yüklerden alıp götürür. Kalbine beynine o kadar iyi gelirki ...           Yük olanlardan kurtulup kalbinize iyi gelen birini bulmanız dileğiyle...

Çok Konuşmak Üzerine Düşüncelerim

Konuşmak güzel bir şeydir ama yeteri kadar. Susmak ise daha da güzel bir davranıştır ama her zaman değil. Gereksiz laf kalabalığı yapılmamalı. İnsanlar az ve öz bi şekilde konuşmalı.  Her lafa atlamamalı. Her yerde ve her zaman konuşmamalı. Her lafın içine girip her konuda laf sahibi olmamalı. Bir konu konuşulurken o konuya ne kadar hakim olursa olsun lafa direkt atlamamalı.  Başkalarının sözünü kesilmemeli.  Susmak sükûnetli olmak herkesin harcı değildir. Ben demiyorum ki hiç konuşmasın fikirlerini belirtmesin. Ama yeri geldiğinde susmayı bilmeli insan. Sükût sahibi insan konuşur ama her şeye dahil olmaz diğer konuşanları iyi bir şekilde dinler daha sonrasında konuşur. Evet konuşkan olmak güzel ama bazen insanın canını sıkabiliyor.           Yazımı Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü ile bitireyim. " Konuşmak bir mana ise susmak bin mana.  Herkes konuşmasına konuşur lakin sükût yürekli olana. "

Eskilerin Güzelliği

Ben daha çok bir yol katetmemiş daha çok büyük sayılmam ama eski günleri özlüyorum galiba. Eskiden olan şeyler daha bi güzeldi sanki. Her şeyi bilmezken bir şeylere ulaşamamış halimiz daha güzeldi. Bana şimdilerde her şey aynı sıradan geliyor. Ama eskiden olan şeyler daha tatlıydı. Küçükken büyümeyi isterdim güzel bir şey sanırdım. Ama şimdi düşünüyorum da küçükken bir şeyleri bilmemek anlayamamak daha güzelmiş. Eskiye dönmek istiyorum.  Büyümek istemiyorum. Sanki büyüdükçe hayat seni daha bi yıpratıyor. Sorumlulukların artıyor. İnsanların sana karşı olan beklentileri artıyor. Ama küçükken öyle değil. Geleceğe doğru adımlar attıkça bizler robotlaşıyormuşuz gibi hissediyorum. Birilerinin elinde oyuncak gibi oynanıyormuşuz gibi hissediyorum. İnsanlar çok değişiyor artık. Kendi benliklerini unutuyorlar. Kültürlerinin unutuyorlar. Eskiden teknoloji daha gelişmemişken bazı şeyler daha güzeldi. İnsanların hayatları teknolojiye bağlı değildi.  Eskiden elektrik gidince üzülmüyorduk....

Kıyaslamak

Toplumumuzda kıyaslama ne yazık ki büyük ölçüde mevcut. Genellikle bu davranışı aileler sergiliyor. Çocuklarını başka başka insanlarla karşılaştırarak moral ve motivasyonlarini düşürüyorlar.  Ben bi çocukta biri ile kiyaslanip hırs yapıp kıyaslandığı kişiden daha iyi olucam diye bi düşünce tarzı görmedim.  Aksine morali bozulup o kişiden nefret etmesine sebep oluyor. Ailelerin bu yaptığı bir nevi çocuklarına yaptıkları zorbalama oluyor. Ailelerin kendi çocuklarıyla her zaman için gurur duymaları gerekir. Başkalarıyla kıyaslaması gerekmez. Zaten hayatımızı başkalarına göre yaşadığımız sürece pek de iyi bi hayat sürmeyiz. Zaten aileler sen iyi de yapsan senden saha fazlasını beklerler her zaman için . Hiç bir zaman mutlu olmazlar.

Saygı

Saygı en önemli değerlerden biridir. Saygıyı gösteren saygıyı bulur. Tartışırken bile saygılı tartışmak herkesin harcı değildir. Saygıyı sadece büyükler için göstermemiz gerekmez. Küçüklere de saygılı olmayı saygılı bi şekilde davranmaliyiz. Çünkü küçük bireyler kendilerine olan saygıyı gördükçe büyüdüklerinde de çevresine aynı saygıyı gösterir.  Bu yüzden küçük yaştayken saygılı olmayı öğrenmeliyiz bence. Saygının sevginin olmadığı toplumu toplum olamaz zaten. Saygılı bi toplumda mutluluk huzur da olur.

Ailenin Önemi

Aile bu hayattaki en güzel şey.  Belkide en güzel nimetlerden birisidir güzel bi aileye sahip olmak.  İnsan çocukluktan beri ailesinden ne gördüyse ne öğrendiyse büyüyünce de onları uygular. O yüzden çocukken iyi bir aileye sahip olmak çok önemlidir.  Bu yüzden ailelerin hareketleri davranışları birbiriyle olan ilişkileri iletisimleri önemlidir. Ailelere büyük sorumluluk düşüyor bu konuda.  İyi bi ailede büyümüş çocuk ile İlgisiz bi ailede büyüyen çocuk arasında çok fazla fark vardır. İlgisiz bi ailede büyüyen çocuk ilgiyi sevgiyi şefkati başka şeylerde arar. Bu sefer yanlış yollara doğru sürüklenebiliyor. İlgisiz bi ailede büyüyen çocuk hayatta daha fazla yıpranır. Ama iyi bi ailede büyümüş çocuk zaten gerekli olan ilgiyi şefkati almış olacaktır. Bu da hayata bakış açısını etkiler. Daha iyi bi kafa yapısına sahip olup ona göre yaşar. En azından yaşamaya umutla bakar. Yıpranmaz.

Eğitimdeki Yanlışlar

Ben eğitim sistemimizi yanlış buluyorum.  Herkesin farklı ilgi alanları varken eğitim sistemi bunu görmezden gelip herkesi aynı kefeye koymaya çalışıyor. Çocuk okul hayatında çeşitli sınavlara giriyor.  Diyelim ki sayısal bölümden bir ders notu kötü gelmiş ama edebiyat ve tarih ders notları çok iyi . Tarihi araştırmayı çok seviyor.  Ama aile notları görünce başarılı olduğu dersler için çocuğu tebrik etmek yerine sayısal bölümden aldığı not için çocuğa kızıyorlar . Bu yanlış bir şey bence.  Çocuğu elbette notunun neden kötü geldiği hakkında sorarsın ama başarılı olduğu şeyleri görüp çocuğu ona yönlendirmek daha doğrudur. İlgili olduğu alana yönlendirmek daha doğru ve güzel bir karar olacaktır. Eğitimde bu böyle mesela sözel bölümlerin iş imkanları daha azken sayısal bölüm iş imkanları daha fazla.  Ben bundan şunu anlıyorum ki okuyan kişi sayısal bölümü yapamasa bile yapmak zorunda.tüm çocukları aynı kefeye koymak diye anlarım.          ...